Anonim Halk Edebiyatı Konu Anlatımı PDF AYT Ders Notları 2022

Anonim Halk Edebiyatı Konu Anlatımı AYT / YKS için ders notları PDF olarak indirebilirsiniz. Anonim Halk Edebiyatı Nazım Biçim ve Türleri Konu Anlatımı PDF olarak indirebilirsiniz.

anonim halk edebiyatı ders notları pdf ayt yks

HALK EDEBİYATI

  • Türk edebiyatı, İslamiyet Öncesi Dönem‘den sonra İslamiyet Etkisi Dönem’i (13 ve 19. yüzyıl arası) iki ayrı kolda yaşamıştır. Birinci kol, halk edebiyatı iken ikinci kol ise divan edebiyatıdır.
  • Halk edebiyatı; nazım biçimleri ve türleri ve dil, üslup ve anlayış açısından İslamiyet Öncesi Dönem’in devamı niteliğindedir. Divan edebiyatında ise Arap ve Fars kültürü etkisinde Arapların ve Farsların nazım biçimleri kullanılmıştır.
  • Bu sebeple halk edebiyatı ile ilişkili konularda aklınıza hece ölçüsü, dörtlük, açık ve yalın anlatım kavramları gelmeli iken divan edebiyatı ile ilgili konularda aruz ölçüsü, beyit, bent, kapalı ve süslü anlatım kavramlarını hatırlamalısınız.

Halk edebiyatı kendi içinde anonim halk edebiyatı, âşık edebiyatı ve tekke edebiyatı olmak üzere üçe ayrılır.

Halk Edebiyatına Dair Önemli Notlar
  • Şiirler, biçim veya türlerine göre adlandırılmıştır. Başlık pek kullanılmaz.
  • Şairlerin şiirlerinin toplandığı defterlere cönk adı verilmiştir.
  • Bir şairin çağdaşı veya kendisinden önce yaşamış olan şairleri anlatan şiirlere şairnâme adı verilmiştir. Şairnâmeler, divan şiirindeki tezkirelerin halk şiirindeki basit karşılıklarıdır.

Anonim Halk Edebiyatı Özellikleri

  • Söyleyeni belli olmayan ürünlerden (anonim) oluşur.
  • Hece ölçüsü, dörtlük ve genellikle yarım uyak ve cinas kullanılmıştır.
  • Yabancı etkilerden uzak, sade bir dille oluşturulmuştur.
  • Çoğunlukla manzum (şiir şeklinde) eserlerden oluşur.
  • Manzum eserler mani, türkü, ninni, ağıt ve tekerleme nazım biçimlerinden oluşur.
  • Mensur (düz yazı şeklinde) masal, halk hikâyesi, halk tiyatrosu, efsane, deyim, atasözü, fıkra ve bilmece türleri mevcuttur. (Şekil bakımından düz yazı diyoruz lakin bunların hiçbiri yazılı değildir, anlatmaya ve göstermeye bağlıdır; dilden dile yayılır. Aklımız karışmasın.)
Anonim Halk Edebiyatı Nazım Biçimleri
Mani
  • Mâniler, halk şirindeki en kısa nazım biçimidir.
  • Genellikle 7’li hece ölçüsüyle söylenip dört dizeden oluşur (tek dörtlük) ve aaxa (aaba) şeklinde kafiyelenir.
  • Mânilerde ilk iki dize kafiyeli söyleyiş için oluşturulan doldurma dizelerdir.
  • Asıl anlatılmak istenen temel duygu ve düşünce genellikle son iki dizede ortaya çıkar.
  • Mâniler dize sayılarıbirinci dizedeki hece sayısının eksik olması ve kafiyelerinin cinaslı olmasına göre çeşitlere ayrılır.
Düz mâniDört dizeden oluşur.
Kesik veya cinaslı mâniBirinci dizesindeki hece sayısı 7’den az olan (kesik) ve kesik dizedeki bir sözcük ikinci dizedeki uyaklı sözcükle sesteştir. (Cinas)
Yedekli mâni veya artık mâniDize sayısı dörtten fazla olan mânilerdir.
Türkü
  • Türküler, kendine özgü bir ezgiyle söylenen nazım biçimidir.
  • Birçoğu anonimdir fakat yazarı belli olan türküler de bulunur.
  • Türkülerde hece ölçüsünün her kalıbını görmek mümkündür.
  • Türküler, yapıları bakımından iki bölümden oluşur. İlk bölüm, bent adı verilen ve türkünün asıl sözlerinin yer aldığı bölümdürİkinci bölüm ise her bendin sonunda tekrar eden nakarat bölümüdür. Bu bölüm, bağlama ya da kavuştak adıyla da anılır.
  • Ezgilerine göre bozlak, hoyrat, kayabaşı, oyun havaları gibi isimlendirilirken konularına göre aşk türküleri,doğa türküleri, çocuk türküleri, kahramanlık türküleri, askerlik türküleri gibi isimlerle anılır.
Ayrıntı Bilgi
“Türkü” teriminden söz eden ve bugün için bilinen ilk yazılı metin 15. yüzyılın ünlü dil ve edebiyatçısı Alî Şîr Nevâyî’ye aittir. Alî Şîr Nevâyî “Mîzânu’l-Evzân (Vezinlerin Terazisi)” adlı eserinde “Türkî” terimine yer vermektedir
Ninni
  • Çocuklar için söylenen, kendine özgü bir ezgisi olan basit sözlü, bir nevi türküdür. Bu sebeple nazım biçimi değil de nazım türü demek daha doğru olur.
Önemli Bilgi
Bilinen ilk örnekleri Divanü Lügati’t-Türk’te “balubalu” şeklinde geçer.
Ağıt
  • Ağıtlar da ölen kişinin ardından söylenen, kendine ait ezgileri olan türkülerdir. Bu sebeple ağıt da nazım türüdür.
  • Ağıt söylemeye “ağıt yakmak” denir.
Önemli Bilgi
Ağıtın İslamiyet öncesi edebiyatta karşılığı “sagu“, divan edebiyatında karşılığı ise “mersiye“dir.
Tekerleme
  • Ahenk unsurları, ikileme ve yinelemelerden yararlanılarak şiir düzeninde uydurulan söz dizileridir.
  • Nesir şeklinde de olabilirler.
  • Bağımsız bir tür olmaktan ziyade masal, halk tiyatrosu, bilmece ve çocuk oyunlarında kullanılır.

Anonim Halk Edebiyatı Nesir Türleri

Masal
  • Masal; genellikle halkın yarattığı, ağızdan ağıza, kuşaktan kuşağa sürüp gelen, olağanüstü kişilerin başından geçen olağandışı olayları anlatan edebî türdür.
  • Genellikle bir tekerleme ile başlar.
  • Masallarda yer ve zaman belirsizdir. Olaylar, hayalî mekânlarda ve belirsiz geçmiş zamanda geçer. Olayların anlatımında öğrenilen geçmiş zaman ya da geniş zaman kullanılır.
  • Kahramanlar genellikle devler, periler, cinler, padişahlar, prensler vb. kişilerdir.
  • Masallar iyi ile kötünün mücadelesini anlatır, masalın sonunda iyilik üstün gelir. İyiler ödüllendirilir, kötüler cezalandırılır.
  • Masalların başında, ortasında ve sonunda kalıp sözlere yer verilir.
Önemli Bilgi
  • Masallarda iyilik, güzellik, doğruluk, yardımseverlik gibi evrensel değerler yer alırdinî ve millî ögelere yer verilmez.
  • Türk edebiyatında Uygur Dönemi eseri olan Kalyanamkara ve Papamkara masal özelliği gösteren ilk eserlerdendir.
Halk Hikâyesi
  • Halkın ortak malı olan halk hikâyeleri, göçebe hayattan yerleşik hayata geçişin ilk ürünlerindendir.
  • Halk hikâyelerini daha çok, âşık diye bilinen saz ve söz ustaları anlatır; hikâye içindeki şiirleri de saz çalarak türkü gibi söylerdi.
  • Halk hikâyelerinin konuları genellikle aşk (Tahir ile Zühre, Arzu ile Kamber, Âşık Garip Hikâyesi…) ve kahramanlıktır (Köroğlu vb.). Bazen de her iki konu birlikte işlenir (Kirman Şah, Yaralı Mahmut…)
  • Hikâyeleri ortaya çıkaran olaylar, gerçek ya da gerçeğe yakındır. Bu nedenle ortaya çıktıkları dönemin tarihî olayları bazen aynı şekilde bazen de hikâye gerçekliği içinde yer alır.
  •  Halk hikâyelerinde her zaman bir engel vardır. Bu engel sevenleri birbirinden ayırır. Sevenler mezarlarında da rahat kalamazlar; bir çalı dikeni, bir böğürtlen otu olur; iki sevdalının, iki gül fidanının arasında biter. 
Önemli Halk Hikâyeleri
Kerem ile Aslı Hikâyesi Isfahan’da yaşayan bir hükümdarın ve keşiş hazinedarının çocuğu olmamaktadır. Keşişin karısı ve Hanım Sultan, bir adamın verdiği fidandan olan elmayı yerken birbirlerine söz verirler. Çocukları olursa evlendireceklerdir. Zaman geçer keşişin kızı, hükümdarın ise oğlu olur. Hükümdar, oğluna Ahmet Mirza; keşiş ise kızına Kara Sultan adını koyar. Keşiş kızını evlendirmek istemez ve şehirden ayrılır. Kerem böylece sevdiği Aslı’nın peşinde Anadolu’yu onu bulmak için gezer.
Köroğlu HikâyesiBolu Beyi, at meraklısı bir beydir. Atçılıkta us­ta olan seyisi Yusuf‘u, güzel ve cins at aramak üzere başka yerlere gönderir. Yusuf’un getirdiği tay çirkin ve güçsüzdür fakat ileride çok iyi bir at olacaktır. Bunu anlamayan Bolu Beyi, Yusuf’un gözlerine mil çektirir. Yusuf kör olur. Yıllar sonra körün oğlu Ruşen Ali dağa çıkar. Gelen geçeni so­yar. Ünü yayılmaya başlar. Kendisi gibi kanun kaçakları yanında toplanmaya başlarlar. Artık adı Köroğlu olmuştur. Babasının intikamını alacaktır.
Tahir ile Zühre Hikâyesi Bir derviş, padişah ve vezirin çocuğunun olmadığını, evlat istediklerini bilir. Bunun üzerine dervişten yardım isterler. Derviş cebinden bir elma çıkarır ve ikiye böler. Bu elmaları yerlerse çocukları olacağını, padişahın kızı, vezirin oğlu olacağını, ama onları ayırmamalarını, evlendirmelerini söyler. Padişah da vezir de çok sevinir. Akşam elmayı yerler ve dokuz ay on gün sonra padişahın kızı, vezirin oğlu olur. Kızın adını Zühre, oğlanın adını Tahir koyarlar. Padişah’ın karısı kızını oğlana vermek istemez.
Efsane
  • İnsanlar; yaşadığı coğrafyaya ait önemli gördükleri kişileri, nesneleri ve mekânları kutsallaştırır ve sırrını çözemedikleri konuları çeşitli biçimlerde yorumlar. Bu Kutsallaştırma, yorumlama ve aktarmaların pek çoğu sözlü olarak yayılır.
  • Sözlü kültürün önemli bir parçası olan ve dilden dile aktarılarak bugüne kadar ulaşan efsaneler; her türlü üslup kaygısından uzak, hazır kalıplara yer vermeyen, kısa anlatılardır.
  • Efsanede “inanış” söz konusudur. Bu yönüyle efsaneler masaldan ayrılır, efsanede anlatılanlar; halkın arasında doğru, gerçekten olmuş diye kabul edilir. (Halk hikâyeleri ise gerçek olaylardan ortaya çıktığı için bu iki türden ayrılırlar.)
Geleneksel Türk Halk Tiyatrosu
  • Geleneksel Türk tiyatrosu, sözlü halk geleneğinin ürünlerindendir.
  • Bu gelenekte verilen eserler, anonim nitelikte olup doğaçlama oynanır.
  • Bu tip oyunlarda güldürü, şive taklitleri, yanlış anlaşılmalara dayanan mizahi ögeler söz konusudur.
  • Müzik, oyunlarda fazla bir yere sahip değildir.
  • Modern tiyatroda önemli bir yere sahip olan dekor, sahne, kostüm, ışık gibi unsurlar geleneksel Türk tiyatrosunda yok denecek kadar azdır.
  • Geleneksel Türk tiyatrosunun ürünleri arasında meddah, orta oyunu, köy seyirlik oyunları ve Karagöz yer alır.
Kısa Bilgiler
KaragözOyunun temelde iki kahramanı vardır. Bunlardan birisi; okumamış, halk diliyle konuşan, öğrenim görmüş kişilerin söylediği sözleri anlamayan, duyduklarına ters anlamlar yükleyen Karagöz tipidir. Diğeri ise öğrenim görmüş, medrese diliyle konuşan, bilimden az çok anlayan, görgü kurallarına uyan Hacivat’tır.
Orta OyunuOrta oyununu, Karagöz oyununun insanlar tarafından canlandırıldığı, oynandığı bir oyun olarak düşünebilirsiniz. Karagöz’ün yerini Kavuklu, Hacivat’ın yerini Pişekar alır.
MeddahMeddahlık, Orta Asya Türklerinin şaman törenlerinden, Arap hikâye anlatıcılarının ve Anadolu’daki hikâye anlatıcılarının geleneğinden etkilenerek özellikle kentlerde ortaya çıkmış tek kişinin hikâye anlatmasına dayanan bir tiyatro sanatıdır.
Not
Geleneksel Türk halk tiyatrosu hakkında ayrıntılı bilgi için 10. sınıf tiyatro ünitesine bakabilirsiniz.
Fıkra, Bilmece, Deyim ve Atasözü

Fıkra: Nasrettin Hoca, İncilli Çavuş, Bekir Mustafa ve Bektaşi fıkraları gibi güldürü unsurlarının bulunduğu fıkralardır. (Gazetedeki köşe yazıları değil)

Bilmece: bir şeyin adını anmadan niteliklerini üstü kapalı söyleyerek o şeyin ne olduğunu bulmayı dinleyene veya okuyana bırakan oyun, muamma.

Deyim: Gerçek anlamından farklı bir anlam taşıyanmecaz anlamlı ve çekici bir anlatım özelliğine sahip olan kalıplaşmış söz öbeklerine deyim denir.

Atasözü: Atasözü ya da atalar sözü, halkın ortak ürünü olan, halkın olaylar ve durumlar karşısında edindiği tecrübe ve gözleme dayalı, öğüt verici nitelikte özlü, kısa, çarpıcı kalıplaşmış cümlelerdir. İslamiyet öncesi Türk edebiyatında “sav” olarak geçer.

Deyim ile Atasözünün Farkı
Biçimsel olarak birçok deyim cümle şeklinde olmadığı için bunları atasözlerinden ayırmak kolaydır. Fakat cümle biçiminde deyimleri atasözlerinden ayırmak için atasözü ile deyimin anlamsal farklılığını bilmek gerekir.

Atasözleri; genel bir kural bildirirler, öğüt verirler, yol gösterirler.
Deyimler ise durum tespiti yaparlar. Bir olayı, bir durumu anlatırlar.

“Bugünün işini yarına bırakma.” bir atasözü iken “Atı alan Üsküdar’ı geçti.” bir deyimdir. Örnek atasözü öğüt verirken örnek deyim, o anki durumu ortaya koymak için söylenmiştir.

Anonim Halk Edebiyatı Konu Anlatımı AYT / YKS için ders notları PDF olarak indirebilirsiniz. Anonim Halk Edebiyatı Nazım Biçim ve Türleri Konu Anlatımı PDF olarak indirebilirsiniz.

Anonim Halk Edebiyatı Ders Notunu PDF olarak indirmek için tıklayınız.

Anonim Halk Edebiyatı Çıkmış Sorular PDF olarak indirmek için tıklayınız.

AYT Edebiyat Konu Anlatımı YKS Edebiyat Ders Notları PDF Özet 2021-22

Yorum yapın