Sözcükte Anlam Çıkmış Sorular TYT Test Çöz |

Sözcükte Anlam Çıkmış Sorular TYT testini çözmek ve sonrasında doğru ve yanlışlarınızı kontrol etmek için “Başla” tuşuna basınız.

TYT Sözcükte Anlam Çıkmış Sorular

Lütfen sayfa yüklenirken bekleyiniz, tarayıcınızda javascript desteğinin etkin olduğundan emin olunuz.

Eğer sayfa yüklenmediyse buraya tıklayınız.

Başla

Tebrikler - TYT Sözcükte Anlam Çıkmış Sorular adlı sınavı başarıyla tamamladınız.

Sizin aldığınız skor %%SCORE%% en yüksek skor %%TOTAL%%.

Hakkınızdaki düşüncemiz %%RATING%%

Yanıtlarınız aşağıdaki gibidir.

Soru 1

Ardahan Kalesi’nin yanı başındaki bu eski mahalle, kentin tarihsel çekirdeğini oluşturuyor.

Bu cümledeki “kentin tarihsel çekirdeğini oluşturmak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? (2004)

A	Güzelliğiyle herkesi etkilemek
B	Örnek bir mimarlık ürünü olmak
C	Yeniliğinden hiçbir şey yitirmemek
D	Çok amaçlı bir nitelik taşımak
E	Geçmişe kaynaklık etmek

1 numaralı soru için açıklama

Bu bir söz öbeği sorusudur. Bu soruları çözerken cümleye kattığı anlamı iyice anlamak gerekir. Çekirdeğini oluşturmak demek bir şeyin çıkış noktası demek. Yani çekirdek bir tohumdur ve ağaca dönüşür. Kentin tarihsel çekirdeği derken de kastedilen kentin tarihinin kaynağı, temeli burası demektir. O yüzden cevap E'dir.

Soru 2

Bu ozanımız, çevresini kuşatan varlıkların ayırıcı ve belirleyici özelliklerini inceden inceye algılıyor; bir bakıma şiirini, yüreğinden çok, gözleriyle yazıyor.

Bu cümledeki “şiirini, yüreğinden çok, gözleriyle yazmak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? (2004)

A	Görsel öğeleri ön plana çıkarmak
B	Belli bir iletiye yer vermekten kaçınmak İpucu: İleti ise mesaj demektir. Şairin bir düşüncesi mesajı demek. Bunun görmek ile alakası yok.
C	Belirli temaları kullanmak İpucu: Tema ile kastedilen konu ve görmek ile alakalı değil.
D	Soyutlamalara başvurmak
E	Yaşananlardan yola çıkmak

2 numaralı soru için açıklama

Yine bir söz öbeği sorusu. Şair yüreği ile değil gözleri ile bakıyor derken yürek ve gözler ile kastedileni bulmamız gerekli. Yürek ile kadtedilen duygular yani hislerimiz. Demek ki şair hisleri ile hareket etmiyor. Gözler ile kastedilen ise gözümüz ile bakıp gördüklerimiz yani gözlemlerimiz. Şair gördüklerine önem veriyor hislere değil diyebiliriz. Bu yüzden görmek ile ilgili bir şık olmalı. O yüzden cevabımız A'dır.

Soru 3

Bir yazınsal yaratının değeri, ne anlattığından çok, nasıl anlattığıyla ölçülür; bu da dilin anlatım olanaklarını ustaca kullanmaya, el değmemiş bölgelerinden yeni tatlar devşirmeye bağlıdır.

Bu cümledeki “dilin el değmemiş bölgelerinden yeni tatlar devşirmek” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? (2004)

A	Okuru şaşırtan, çarpıcı ürünler ortaya koymak İpucu: Bir ürün bizi şaşırtabilir fakat bu önceden denenmemiş bir şey olduğunu göstermez. Biz el değmemiş kelimesinin arıyoruz.
B	Artık unutulmuş olan özellikleri canlandırmak İpucu: Unutulmuş olan önceden denenmiş demektir. Biz denenmemiş yani el değmemiş olanı arıyoruz.
C	Daha önce denenmemiş anlatım biçimleri oluşturmak İpucu: Önceden denenmemiş demek el değmemiş demektir. Doğru cevap bu 🙂
D	Belirli bir kesimin beğenisine seslenmek İpucu: Bu metinde bir okuyucu kitlesinden bahsedilmiyor.
E	Yerleşik sözcükleri kullanmaktan kaçınmak İpucu: Yerleşik olanı tekrar etmemek yeni bir şeyler denemek değildir.

3 numaralı soru için açıklama

Yazınsal yaratı derken edebi bir eser denmek istenmiş. Ne anlattığı derken kastedilen konudur nasıl anlattığı derken kullandığı tekniktir. Dilin anlatım olanakları demek o dilde var olan birçok özelliği kullanmak demektir. Deyimler, hikaye ediş şekilleri vs. Dilin el değmemiş yerlerinden yeni tatlar devşirmekte edebiyatta daha önce kullanılmamış bu şekilleri kullanarak yeni bir anlatım tadını okuyuculara sunmaktır. Yani yeni bir şeyleri devşirip okuyucuları bu yeniliklerle buluşturmak demektir.

Soru 4

Bir romancıyla ilgili aşağıdaki açıklamalardan hangisi, ayraç içindeki özellikle uyuşmamaktadır? (2005)

A	İşlediği konuyu, çizdiği ve betimlediği karakterleri, bunlar arasındaki ilişkileri bugüne değin başka hiçbir romancının yansıtmadığı bir biçimde vermiştir. (özgünlük) İpucu: Özgünlük başkalarından farklı olmaktır o zaman bu yazar evet özgün.
B	Anlatımını oluşturan söz değerlerini seçerken dilin sunduğu tüm olanaklardan yararlanmış, bunları kılı kırk yaran bir tutumla kullanmıştır. (titizlik) İpucu: Kılı kırk yarmak titizliğin tanımıdır diyebiliriz. O zaman bu yazar titizdir.
C	Okurken söyleyiş güçlüğü yaratmayan, anlamları herkesçe bilinen sözcükleri seçerek konuşma dilinin özelliklerini içeren, kısa cümleler kurmuştur. (akıcılık) İpucu: Seçilen kelimelerin telaffuz ederken akıp gitmesi, söyleyişte zorluk çıkarmaması akıcılıktır.
D	Anlatımındaki ayrıntı zenginliği, ayrıntıları işlevsel bir biçimde verişi onun söylemine inandırıcı bir nitelik kazandırmıştır. (evrensellik) İpucu: Ayrıntıları vermesi evrensellikle alakalı değildir. Evrensellik bütün dünyayı ilgilendiren, evrensel olan demektir. Bu yüzden ayraç içindeki ile örtüşmemektedir.
E	Dili, inceliklerine dikkat ederek güzel bir biçimde kullanması, onun her dönemde okunan, yapıtlarını yaşadığı günlerin sınırı dışına taşıyan bir yazar olmasını sağlamıştır. (kalıcılık) İpucu: Her dönem okunan demek kalıcı olmayı başarmış demektir. Bir yazar kendinden sonraki yıllarda da okunuyorsa kalıcıdır.

4 numaralı soru için açıklama

Buradaki kavramları ezberlemeniz gerekmektedir. Sadece bu konuda değil paragraf konusunda da sık sık karşınıza çıkacaktır bu kavramlar.

Soru 5

Bir yazar için hiç kimseye benzememek bir amaçtır fakat bunun, yazdıklarının hiçbir şeye benzememesi gibi bir sakıncası vardır.

Bu cümledeki altı çizili sözlerin yerine, aşağıdakilerin hangisinde verilenler sırasıyla getirilirse cümlenin anlamı değişmez? (2007)

A	ilgi çekmek – yeterince anlaşılmaması
B	kendini kanıtlamak – güvenilir olması
C	özgün olmak – niteliksiz olması
D	sözcüklerle savaşmak – değersiz görülmesi
E	değişiklik yapmak – kimilerince beğenilmemesi

5 numaralı soru için açıklama

Hiç kimseye benzememek farklı olmak, orijinal olmak, özgün olmak olarak ifade edilebilir. Hiçbir şeye benzememek ise bir niteliğinin olmaması anlamına gelir yani olumsuz ve istenilmeyen bir şeydir. Bu yüzden cevap C'dir.

Soru 6

Ozanın ilk şiir kitabını bunca yıl ertelemesinin nedeni, gizlenmeyi seven bir kişiliğinin olmasından çok, yazdıklarını kolay kolay beğenmeyen, kusursuzu arayan biri olmasıydı sanıyorum.

Kendisinden böyle söz edilen bir sanatçı aşağıdaki deyimlerden hangisiyle nitelendirilebilir? (2008)

A	İğneyle kuyu kazan
B	İşi başından aşkın olan
C	İşine dört elle sarılan
D	İşini sağlama bağlayan
E	İnce eleyip sık dokuyan

6 numaralı soru için açıklama

Buradaki yazar mükemmeli arayan ve işinde titiz davranan birisidir o yüzden buna uygun seçenek E'dir.

Soru 7

Aşağıdakilerin hangisinde, yazara ilişkin açıklamayla ayraç içinde verilen nitelik birbiriyle uyuşmamaktadır? (2009)

A	Dilin anlatım olanaklarının sınırlarını genişleterek okurlarına yeni dünyaların kapılarını açar. (yaratıcı olma) İpucu: Okurlara yeni dünyaların kapılarını aralayan yazar yaratıcı bir yazardır.
B	Olayları, insanları, hatta cansız varlıkları duygulu, renkli bir biçimde dile getirir. (anlatımsal etkileyicilik) İpucu: Varlıkları duygulu ve renkli bir biçimde anlatan yazar etkileyici bir anlatıma sahiptir.
C	Her yaratısından sonra ara vermeden bir yenisini düşünür. (üretkenlik) İpucu: Ara vermeden bir yenisini düşünen yazar çalışkandır, üretkendir.
D	Anlattıklarına yönelik ipuçları vererek okurun düşünme ve düş gücünü kamçılar. (kişiliğini gizleme) İpucu: İpucu verdiği şey yazdıkları ile alakalı ve yazarın kendisini gizlemesi ile alakalı değil.
E	Yapıtlarında, okur yaşananlardan kesitler bulur. (gerçekleri yansıtma) İpucu: Okur yaşananlardan kesitler buluyorsa demek ki yazar gerçekçi yazıyor demektir.

Soru 8

Aşağıdaki tanımlardan hangisi ayraç içinde verilen kavramla uyuşmamaktadır? (2009)

A	Şiirde dizeyi, düz yazıda cümleyi oluşturan sözcüklerin ses özelliklerine göre sıralanışından doğan uyum. (ahenk) İpucu: Ses özelliklerinin uymu ahenk demektir.
B	B) Yazınsal yaratılarda yer alan ögelerin birbirine bağlanıp bütünleşerek oluşturdukları düzen. (biçim) İpucu: Biçim, şekil, düzen olarak da ifade ediliebilir. Eserlerdeki bu bütünlük biçimdir.
C	Bir yapıtta anlatılmak isteneni örneklerle yansıtma. (ayrıntı) İpucu: Örnek kullanarak anlatmak açıklamak olabilir ama ayrıntı değildir.
D	Sanatçının bir olayı ya da konuyu belli bir yönden ele alıp değerlendirmesi. (bakış açısı) İpucu: Bllei bir yönden ele almak demek bakış açısı olarak ifade edilebilir.
E	Yazınsal yaratılarda yansıtılmak isteneni daha canlı, etkili, görünür kılmak amacıyla zihinde canlandırılmaya çalışılan görüntü. (imge) İpucu: Zihinde canlandırılmaya çalışan görüntü, sembol imgedir.

Soru 9

Bilimsel bir yazı, dile getirdiği düşünce ne olursa olsun her türlü duyguyla, duygusallıkla ilgisini kesmiştir. Böylesi yazılarda bilim adamı, kendini mümkün olduğu kadar paranteze almalıdır. Bu yazılar, “Nesneler kendisi konuşuyor.” diyenleri haklı çıkarmalıdır.

Bu parçada geçen “kendini paranteze almak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? (2010)

A	Anlama çabası içinde olmak
B	Konu dışına çıkmamak
C	Farklı görüşlere saygı duymak
D	Kişisel değerlendirmelerini yansıtmamak
E	Özgün bir bakış açısına sahip olmak

9 numaralı soru için açıklama

Kendisini paranteze alan kişi kendi görüşlerini, duygularını işin içine katmaz. Nesneler kendi konuşuyor gibi derken anlatılmak istenen nesnel olmaktır. Yani yazar kişisel görüşlerinden bahsetmez sadece nesnel olanı bize aktarır. Bu yüzden cevap D'dir.

Soru 10

Sanatta ve edebiyatta etkilenme doğaldır. Çünkü sanatçının en önemli özelliği, sürekli arayış içinde olması, kendini yeterli görmemesidir. Nitekim yazar Andre Gide, kendine yettiğini söyleyen sanatçıyı “zekâsına diyet yaptıran insan”a benzetir.

Bu parçada geçen “zekâsına diyet yaptırmak” sözüyle sanatçılara özgü hangi özellik belirtilmek istenmiştir? (2010)

A	Düşünce ve duygu dünyasını besleyerek geliştirmeme
B	Öz eleştiri yapma alışkanlığı olmama
C	Görüşlerini başkalarıyla paylaşmak istememe
D	Başkalarını taklitten kaçınma
E	Yaratıları üzerinde gerektiği ölçüde çalışmama

10 numaralı soru için açıklama

Diyet bir şeylerden kendini mahrum bırakmak anlamını taşır. Yazar zekasına diyet yaptırıyorsa zekasını besleyecek olşan bilgilerden noksan kalıyor demektir. A şıkkında duygu ve düşünce dünyasını beslememek de diyet yaptırmak demektir.

Soru 11

Kırk yılı aşan yazarlık çabamda ne anlatmak istemiştim? Bu, kurşun bir kütle gibi çökmüştü üstüme. Oysa yaşamım boyunca nice insanlar tanımıştım; nice bağlılıklara, vefalara, öfkelere tanık olmuştum. İnsanların iyiliklerini, ihanetlerini görmüştüm. Kalıcı bir sevginin olamayacağını öğrenmiştim. Aşk, kâğıt üzerinde güzeldi; mutlu sonlar, romanlara özgüydü.

Böyle diyen yazar altı çizili sözle aşağıdakilerden hangisini anlatmak istemiştir? (2010)

A	Yazdıklarının anlaşılmamasına üzüldüğünü
B	Soruyu yanıtlamada güçlük çektiğini
C	Eskiden yazdıklarını artık beğenmediğini
D	Yaşadıklarını anlatmaktan kaçındığını
E	Duygu dünyasına sınırlar çizdiğini

11 numaralı soru için açıklama

Kurşun bir kütle gibi çökmek demek kurşunun ağırlığından hareketle bir ağırlık çökmesi anlamına gelmektedir. Bu da güçlük oluşturduğu anlamına gelir. İnsanın boğazına takılan yumru cevap vermesini engellerse buradaki altı çizili kısım da kişinin soruyu cevaplamasını engellemekte, güçleştirmektedir.

Soru 12

Barthes’in “Sözcükler herkesin malıdır ama cümle yalnızca yazarın.” sözü aşağıdakilerden hangisiyle ilişkilendirilemez? (2012)

A	Anlatım İpucu: Anlatımın farklılığı cümleyi yazara özgü yapar.
B	Anlamdaşlık İpucu: Anlamdaşlık eş anlamlılık demektir. Buradan böyle bir anlam çıkarılamaz.
C	Özgünlük İpucu: Cümle yazarın malıysa onu diğerlerinden ayıran bir şeyler vardır yani o cümle farklıdır demek ki o cümle özgündür.
D	Öznellik İpucu: Özellik kişsellik ifade eder. Yazarın cümlesini diğer cümlelerden ayıran ve onun malı yapan yazardan kişisel bir şeyler taşımasıdır.
E	Biçem İpucu: Biçe üslıp demektir. Yani söyleyiş demektir. Söyleyiş farklı olunca cümle de farklı olacaktır.

Soru 13

L. Frank Baum, (I) bu dünyadan geçerken öyle derin (II) izler bıraktı ki (III) yaşamanın değerini milyonlarca kez kanıtlamış oldu. Bu ölümsüz yazarın (IV) eli değdiği anda çocuk edebiyatı (V) yeşermeye başladı.

Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisinde mecazlı bir söyleyiş yoktur? (2013)

A	I. İpucu: Dünyadan geçmek yani dünyadaki yaşamını tamamlayıp bitirmesi anlamına gelmektedir ve mecazdır.
B	II. İpucu: Dünyada derin izler bırakması yara izi gibi somut değildir. Burada insanların zihninde var olmaya devam ettiği onları etkilediği anlamı vardır ve mecazdır.
C	III. İpucu: Yaşmın değeri gerçek anlamda kullanılmıştır. Hayatın değerinden bahsedilmiştir.
D	IV. İpucu: Yazarın elinin değmesi demek o işle igilenmesi o işle uğraşması demek. Yani yine mecazdır.
E	E) V. İpucu: Çocuk edebiyatının yeşermesi yeniliklerin oluşması demektir. Yine mecazdır.

Soru 14

Son yirmi yılda akıllı teknolojik cihazların —- tasarımları ile ilgi çekici —- stratejileri, bu cihazların bir önceki sürümlerinin değerini kaybetmesine ve çöp —- için potansiyel atık hâline gelmesine neden olmaktadır.

Bu cümlede boş bırakılan yerlere, düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? (2016)

A	gösterişli – pazarlama – alanları
B	güzel – piyasa – bölgeleri
C	uygun – reklam – tesisleri
D	resmî – tanıtım – kutuları
E	sevimli – satış – merkezleri

14 numaralı soru için açıklama

Boşlukları uygun bir şekilde doldurabilmek için cümleleri anlamak ve bir birine bağlıyor olmalıdır. Uygun soruları sorup uygun cevapları almalıyız. Nasıl tasarımlar? Ne stratejileri? En uygun cevap A'dır.

Soru 15

“Kullanmak” sözcüğü, aşağıdaki cümlelerin hangisinde “sarf etmek” anlamında kullanılmıştır? (2016)

A	Ali, otomobildeki yedek lastiği şu ana kadar hiç kullanmadı.
B	Yasin, uzun süre bilgisayar kullanmanın olumsuz etkilerini araştıracak.
C	Hatice, kendisine gönderilen parayı idareli kullanması gerektiğini biliyordu. İpucu: Sarf etmek harcamak demektir. Burada parayı harcamak, sarf etmek, kullanmak oluyor.
D	Sema, sabahları evinden işine giderken toplu taşıma araçlarını kullanıyordu.
E	Eymen, elindeki şemsiyeyi on yıldır kullandığına kimseyi inandıramadı.

Soru 16

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde verilen durum, “içi içine sığmamak” deyimiyle uyuşmamaktadır? (2017)

A	Çocuk, babasının elindeki oyuncağı görünce avuçlarını birbirine vura vura ona koştu. İpucu: Avuçlarını vura vura sevinçli olmak.
B	Yerinde duramıyor, ne zaman gelecekler diye gözlerini saatten bir an olsun ayıramıyordu. İpucu: Yerinde duramamak heyecandan sürekli hareket etmek.
C	Okullar kapandıktan sonra ailesiyle geziye çıkacağı günü iple çekiyordu. İpucu: İple çekmek sabırsızca, heyecanla beklemek.
D	Uzun bir süredir amirine söylemek isteyip de söyleyemedikleri için fırsat kolluyordu. İpucu: Fırsat kollamak uygun zamanı beklemek demektir. İçi içine sığamamak ile alakalı değil.
E	Kalabalığın içinde gözleri ona ilişince kalbi yerinden çıkacak gibi atmaya başladı. İpucu: Kalbi yerinden çıkacak gibi olması heyecandan kalbinin atması.

Soru 17

Kimi filmlerde (I) klişe bir sahne (basmakalıp bir görüntü) vardır: Daktilosunun başına oturup (II) yaratma sancıları çeken (bir şey üretmeye çabalayan) bir yazar… Bu sahnede aktör, aklındakileri bir an evvel (III) dışarı vurmak (yazıya dökmek) için daktiloya heyecanla beyaz birkâğıt takar. Tuşların sert sesleri eşliğinde birkaç satır yazar. Bu arada, (IV) yardım umarcasına (ne yapacağını bilmeden) kahvesinden birkaç yudum alır. (V) Yazdıklarının içine sinmediği (yazdıklarından hoşnut olmadığı) yüzündeki ifadeden anlaşılır.

Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisinin anlamı, ayraç içindeki sözün anlamıyla örtüşmemektedir? (2017)

A	I İpucu: Basmakalıp ile klişe aynı anlama gelmektedir.
B	II İpucu: Yaratmak bir şey üretmektir.
C	III İpucu: Dışarı vurmak bir şekilde aktarmak yazıyla da olabilir.
D	IV İpucu: Yardım ummak birisinden yardım beklemektir. Ne yapacağını bilmemek değildir.
E	V İpucu: İçine sinmemek bu durumdan hoşnut olmamak demektir.

Soru 18

Son zamanlarda genç yetişkin edebiyatının hızla (I) filizlendiği söylenebilir. J. K. Rowling’in Harry Potter kitaplarıyla (II) canlanan ve S. Meyer’in Alacakaranlık serisinin, kelimenin tam anlamıyla (III) parlattığı kahramanlarla devam eden süreç, özellikle S. Collins’in Açlık Oyunları’yla (IV) taçlandırdığı yoldan ilerliyor. Bu sürece yüksek bütçeli ve beyaz perdenin genç yıldızlarıyla renklenen uyarlama filmlerin etkisi (V) inanılmaz…

Bu parçadaki altı çizili sözcüklerden hangisi mecaz anlamda kullanılmamıştır? (2017)

A	I İpucu: Genç yetişkin edebiyatın filizlenemez ortaya çıkması anlamına gelmektedir.
B	II İpucu: Canlanan hareket kazanan anlamına gelmektedir.
C	III İpucu: Parlattığı kahramanlar demek kahramanları etkileyici bir şekilde anlatmak demektir.
D	IV İpucu: Taçlandırdığı yol mecaz anlamda kullanılmıştır.
E	V

Soru 19

Arkeogenetik, insanlığa dair geçmişi moleküler genetik teknikler —- araştıran bir bilim dalı olarak tanımlanabilir. Bazı temel konular üzerindeki çalışmalar henüz sürmekteyse de hızla — bir bilim dalı hâline gelmiştir.

Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? (2018)

A	yoluyla – değişken
B	sayesinde – benimsenen
C	deneyerek – bilinen
D	geliştirerek – sevilen
E	kullanarak – gelişen

19 numaralı soru için açıklama

Bu soruyu ikinci boşluktan önceki cümleyi analiz ederek çok kolay bir şekilde çözebiliriz. Çünkü birinci boşluğa birkaç farklı şıktaki kelime yazılabilir. Bazı temel konular üzerine çalışmalar sürüyormuş yani henüz daha çalışmalar tamamlanıp mükemmel hale gelmemiş. O zaman bu dal gelişen bir daldır. Bu yüzden cevap E'dir.

Soru 20

Yüksel Pazarkaya, ülkemizde (I) eşine az rastlanan (ender görülen) bir titizlikle, Rainer Maria Rilke’nin tüm şiirlerini toplam on iki kitap hâlinde dilimize kazandırdı. (II) Bu külliyat (toplu eserler), Rilke’nin yazın çalışmalarını içeren Kâmuran Şipal çevirileriyle (III) birlikte değerlendirildiğinde (aynı kitapta toplandığında) önemli bir kazanım niteliğinde. Çeviri eylemi, (IV) çoğu kez (genellikle), farklı kültürler arasında (V) köprü kurmakla (bağ oluşturmakla) kalmıyor, yeni imgesel yorumların kapısını da aralayabiliyor.

Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisinin anlamı parantez içinde verilen açıklamayla uyuşmamaktadır? (2018)

A	I İpucu: Eşine az rastlanması ender ya da nadir olması demektir.
B	II İpucu: Külliyat eserlerin topluca yayımlanmış halidir.
C	III
D	IV
E	V İpucu: Köprü kurmak iki farklı durum arasında bir bağ kurmak, iki durum arasında anlaşmak için aracı olmaktır.

Soru 21

Kimileri robotları insanlığın sonunu getirecek bir (I) tehdit (tehlikeli bir durum) olarak görüyor, kimileri de insanları çalışmaktan (II) kurtaracak (alıkoyacak) bir yardımcı olarak. (III) Suya sabuna dokunmayan (sakıncalı konularla ilgilenmeyen), evcil hayvan benzeri robotlar (IV) hâlihazırda (şu anda) satılıyor. Bu robotlar etrafındaki nesnelerin ne olduğunu (V) anlıyor (kavrıyor), yüksekten düşmemeyi başarıyor, komutlara cevap veriyor hatta oyunlar oynayabiliyor.

Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin anlamı parantez içinde verilen açıklamayla uyuşmamaktadır? (2019)

A	I
B	II İpucu: Kurtarmak alıkoymak değildir. Kurtarmak zor bir duru ortadan kaldırmaktır.
C	III İpucu: Suya sabuna dokunmamak ise ortada bariz bir sorun varken o sorun ya da durum hiç yokmuş gibi görmezden gelmek demektir.
D	IV
E	V

Soru 22

Kemalettin Tuğcu bizlere yoksulluğu, yaşamla savaşmayı, acımayı, yardımlaşmayı ve paylaşmayı öğretti. Kahramanları hiç yüzüstü, umarsız bırakmadı. Eserleriyle Tuğcu okurlarına bir bakıma acı aşısı yaptı.

Bu parçada altı çizili sözle asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? (2019)

A	Kitaplarıyla acılara, zorluklara göğüs germe becerisi kazandırmak İpucu: Aşı bir hastalığa karşı bağışıklı kazanmak ve bu sayede hastalığı kolay atlatmak için uygulanır. Acı aşısı yapıldığı zaman ise insan acıyla nasıl baş edeceğini öğrenmiş olur.
B	Yaşanan acıların okurla paylaşılarak azalmasını sağlamak
C	Odağına acıyı alarak kalemini edebî yönden güçlendirmek
D	Acıyla yoğrulmuş hayatların kendi yönünü bulacağını göstermek
E	Toplumun yaşadığı acıları yalın hâliyle eserlerine aktarabilmek

Soru 23

Arka arkaya ses getiren filmler çekmiş, bunların arasına önemli bir su altı belgeseli ekleyerek bu alanda da ustalığını göstermişti. Herkes yeni çalışmalarını merakla beklerken o, uzunca bir süre sessizliğe gömülmüş; röportaj tekliflerini bile geri çevirmişti. Geçen hafta ortak bir dostumuzdan yepyeni bir belgesel çekimi için hazırlıklara başladığını işittim. Meğer inziva süreci, aslında yeni projeleri için kuluçka dönemiymiş.

Bu cümledeki altı çizili sözü anlamca karşılayabilecek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır? (2019)

A	Toleranssız ve karamsar mizaçlı olduğu için her şeye siyaha yakın bir grilikte yaklaşmaktan keyif alırdı.
B	Yaşanan olaylara daima aynı pencereden baktığı için hiçbir zaman farklı bir şey göremeyecekti.
C	Yaşadığı hayal kırıklıkları sonunda, kabuğuna çekilerek hayatındaki “keşke”lerin muhasebesini yapmaya başladı. İpucu: Muhasebe yapmak bir durumun doğrularını ve yanlışlarını düşünmek demektir. İnziva da yine buna benzer bir şekilde toplum içine karışmadan bir köşeye çekilip düşünmek ve beklemektir.
D	Yeni tanıştığı insanlarla iletişim kurarken sergilediği içine kapanık tavır, muhataplarını oldukça rahatsız ediyordu.
E	Sabit fikirli ve ben merkezli bir söylem; tek notayla bestelenen, duraksız bir musiki tadı verir dinleyicilerine.