10.Sınıf Edebiyat 4.Ünite Özeti Destan Efsane Konu Anlatımı, Ders Notları PDF

10.Sınıf Edebiyat 4.Ünite Özeti Destan Efsane Konu Anlatımı, Türk Dili ve Edebiyatı 10.Sınıf Destan Efsane Konu Özeti, 10.Sınıf Edebiyat 4.Ünite Destan Efsane Ders Notlarını PDF olarak indirebilirsiniz.

10.sınıf edebiyat 4.ünite destan efsane konu özeti pdf

Video Konu Anlatım

10.Sınıf Edebiyat 4.Ünite Özeti Destan Efsane Konu Anlatımı

Bu ünitede, “dünya edebiyatında destan türünü, İslamiyet’in Kabulünden Önceki Türk Edebiyatı’nda destan türünü, İslamiyet’in Kabulünden Sonraki Dönem’de destan türünü, 1923-1980 dönemi Türk edebiyatında yapma destan türünü ve Türk halk edebiyatında efsane türünü” öğreneceğiz.

DESTAN TÜRÜNÜN GENEL ÖZELLİKLERİ

Destan, toplumların geçmişinde derin izler bırakmış bir olayı, özellikle de yiğitlik ve olağanüstülükleri manzum olarak öyküleyici bir şekilde anlatan edebî türlerdendir.

Kahramanların olağanüstü kişilikleri, içinden çıktıkları toplumun temel özellikleri ile oluşmuştur. Bu kahramanlar, aklın alamayacağı büyük işlerin üstesinden gelir.

Destanlarda olay ve kişiler olmak üzere iki unsur ağırlıktadır.

Zaman ve mekân unsurlarına ayrıntılı biçimde yer verilmez.

Destanlar, ulusların tarihte yer almaya başladıkları dönemlerin ilk ürünleridir. Bu nedenle bu ürünlerde onları oluşturan toplumların tarihlerinden izler görülür.

Oluşumları Bakımından Destan Türleri

Destanlar oluşumları bakımından doğal ve yapma destan olmak üzere ikiye ayrılır:

Doğal Destanlar

Milletlerin yaşamında derin izler bırakan tarihsel ya da toplumsal bir olayın sözlü gelenekte olgunlaştıktan sonra destan geleneğini bilen biri tarafından derlenmesiyle oluşan destanlara doğal destan denir.

Doğal destanların oluşumları üç safhada gerçekleşir.

Birinci safha, tarihsel olayın ortaya çıktığı çekirdek dönemidir. Toplumun belleğinde derin ve sarsıcı izler bırakan bir olay, zaman içinde gelişerek büyür; farklı söyleyişlerle ve eklemelerle zenginleşir.

İkinci safhada ozanlar toplumun dilinde zenginleşen ve efsaneleşen olayları düşsel dünyalarında geliştirerek saz eşliğinde dillendirirler. Destan yazıya geçmediği için bu dönemde de büyüyüp gelişmeye devam eder.

Son safha, destan geleneğini bilen bir kişinin destanın tüm varyantlarını elde ettikten sonra destanı yeniden oluşturup yazıya geçirmesidir.

Doğal Destan Türünün Örnekleri

Yunanlıların İlyada ve Odysseia (Odisse)
İranlıların Şehnâme
Finlerin Kalevala (Kalevala)
Fransızların Chanson de Roland (Şanson de Rölant),
Sümerlerin Gılgamış,
Almanların Nibelungenlied (Nibelungenlid) ,
İngilizlerin Beowulf (Biwolf),
İspanyolların Le Cid (Lö sid),
Rusların İgor,
Hintlerin Ramayana ve Mahabharata (Mahabarata),
Japonların Şinto adlı destanları dünyaca ünlü doğal destanlara örnektir.

Türk edebiyatında ise Alp Er Tunga, Oğuz Kağan, Şu, Ergenekon, Bozkurt, Türeyiş destanları doğal destanlardır.

Yapma Destanlar

Herhangi bir tarihî olayın bir ozan tarafından destan kurallarına uygun olarak yazılmasıyla oluşan destanlara yapma destan denir.

Tasso’nun (Taso) Kurtarılmış Kudüs, Ariosto’nun (Ariyosto) Çılgın Orlando, Dante’nin İlahi Komedya adlı eserleri İtalyan edebiyatının;
Vergilius’un (Vercilyus) Aeneis adlı eseri Latin edebiyatının;
Milton’ın (Miltın) Kaybolmuş Cennet adlı eseri İngiliz edebiyatının;
Mehmet Âkif Ersoy’un Çanakkale ŞehitlerineCahit Külebi’nin Atatürk Kurtuluş Savaşı’nda Türk edebiyatının yapma destan örneklerindendir.

İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK EDEBİYATI’NDA DESTAN

Türk dili, edebiyatı ve tarihi için önemli bir kaynak niteliği taşıyan destanlar, Sözlü Edebiyat Dönemi ürünlerindendir.

Türk destanları, Türklerin göçebe hayatı yaşamaları ve geniş coğrafi alanlara yayılmış olmaları sebebiyle ikinci oluşum safhasında kalmış, oluşumunu tamamlayamamıştır. Yani bir destan şairi tarafından yazıya geçirilmemiştir. O yüzden doğal Türk destanları manzum değildir.

Bilinen yazılı Türk destanları daha çok İran, Çin, Arap, Moğol, Bizans ve Batı kaynaklarından derlenmiş; oluşumlarından çok sonra yazıya geçirilmiştir.

Türk destanlarının pek çoğunda ortak olarak kullanılan bazı motifler vardır.

Bu motifler arasında ışık, at, ağaç, su, çeşitli madenler (gümüş, altın, demir vb.), kurt, kadın, yada taşı, ok-yay, yaşlı adam sayılabilir.

İslamiyet’in kabulünden önceki Türk destanları arasında,

Altay-Yakut Dönemi’nde Yaradılış Destanı;
Saka Dönemi’nde Alp Er Tunga Destanı ve Şu Destanı;
Hun Dönemi’nde Oğuz Kağan Destanı ve Attila Destanı;
Kök Türk Dönemi’nde Bozkurt Destanı ve Ergenekon Destanı;
Uygur Dönemi’nde ise Türeyiş Destanı ve Göç Destanı yer alır.

İslamiyet'in Kabulünden Önceki Türk Destanları ve Konuları
Yaratılış DestanıEvrenin yaratılışı anlatılır.
Oğuz Kağan Destanı Oğuz Kağan’ın savaşları ve yaşamı anlatılmaktadır. Destandaki Oğuz Kağan karakterinin gerçekte Asya Hun İmparatoru olan Metehan olduğu düşünülmektedir.
Attila DestanıAttila Destanı, Batı Hun Hükümdarı Attila’nın yaşamını ve kahramanlıklarını anlatır.
Şu Destanı Makedonyalı İskender ile Saka Türkleri arasındaki mücadeleler anlatılmaktadır.
Alp Er Tunga DestanıAlp Er Tunga’nın yiğitlikleri ve kahramanlıkları anlatılır. Bu destana ait bilgiler Firdevsi’nin Şehname adlı eserine dayanmaktadır. Şehname’de Alper Tunga’dan Efrasiyab olarak bahsedilir.
Ergenekon Destanı Türklerin bir yenilgi sonrasında Ergenekon’a çekilmeleri ve orada çoğalarak demir bir dağı eritip kurtulmaları anlatılır.
Bozkurt DestanıBozkurt Destanı’nda savaşta yaralanan bir Türkün dişi bir kurt tarafından kurtarılması, koruması ve Türklerin çoğalıp eski güçlerine ulaşmaları anlatılmaktadır.
Göç DestanıUygurların çektikleri çileler ve bulundukları topraklardan göç etmeleri ve Uygur hakanının oğluna bir Çin prensesi alması ve buna karşılık Kutul Dağı’nı vermesi anlatılır.
Türeyiş DestanıUygur hakanının üç kızını bir insanla evlendirmek istemeyerek Tanrı’ya kızları ile evlenmesi için yalvarması anlatılır.
İSLAMİYET SONRASI TÜRK EDEBİYATI’NDA DESTAN

Türklerin İslamiyet’i kabulünden sonra ortaya çıkan bu destanlar üzerinde İslam dininin etkisi belirgindir. Bu destanların çoğu aynı zamanda İslamiyet öncesinden izler taşır.

İslamiyet’in kabulünden sonraki Türk destanlarından bazıları şunlardır: Satuk Buğra Han Destanı, Manas Destanı, Cengiz Han Destanı, Timur Destanı, Battal Gazi Destanı, Danişmend Gazi Destanı, Köroğlu Destanı.

Bu dönem destanların dili sade olup içerisinde geçen Arapça ve Farsça kelimeler Türkçe konuşan insanların yabancı olmadığı kelimelerdir. Bu destanların Anadolu ve Balkanlarda Türkçe konuşan herkes tarafından bilinmesi, okunması ve yaygınlaşması dilinin sadeliğinden kaynaklanmaktadır.

Kırgız Türklerine ait Manas Destanı, dünyanın en uzun destanı olması bakımından; Köroğlu Destanı da çoğu Türk coğrafyasında söylenmesi bakımından önemlidir.

EFSANE TÜRÜNÜN GENEL ÖZELLİKLERİ 

İnsanlar; yaşadığı coğrafyaya ait önemli gördükleri kişileri, nesneleri ve mekânları kutsallaştırır ve sırrını çözemedikleri konuları çeşitli biçimlerde yorumlar. Bunlara, yaşanmış bazı olayları da ekleyip nesilden nesile aktarırlar. Kutsallaştırma, yorumlama ve aktarmaların pek çoğu sözlü olarak yayılır. Böylece bir sözlü kültür oluşur.

Efsaneler; insanlarla insanı, coğrafyayı, diğer varlıkları, maneviyatı birbirine gönül bağı ile bağlayan unsurlardır.

Sözlü kültürün önemli bir parçası olan ve dilden dile aktarılarak bugüne kadar ulaşan efsaneler; her türlü üslup kaygısından uzak, hazır kalıplara yer vermeyen, kısa anlatılardır.

Olağanüstü olaylar ya da insanüstü güçleri elinde tutan kişilere bu türde sıkça rastlanır.

Efsaneler içerdikleri konulara göre yaradılış efsaneleri; oluşum ve dönüşüm efsaneleri; tarihî efsaneler; olağanüstü kişiler, varlıklar ve güçler üzerine efsaneler; dinî efsaneler (Dinî konulardaki efsanelere eskiden menkıbe denirdi.) gibi adlar alır.

Efsanede “inanış” söz konusudur. Bu yönüyle efsaneler masaldan ayrılır, hikâye ve daha çok destana yaklaşır. (olağanüstülük baskındır)

Efsanede anlatılanlar; halkın arasında doğru, gerçekten olmuş diye kabul edilir. Hatta efsaneler inandırıcılığını artırmak için içerdiği konuyla ilgili olaylarda, zamanda ve mekânda ayrıntılara girerek bu konuyla ilgili tanık gösterir.

Günümüzde ise efsaneler artık inanç konusu olma niteliğini yitirmiştir. “Eskiden böyle inanırlarmış.”, “Güya böyle olmuş.” gibi ifadeler bu çeşit söylentilerin “eskiden” inanma konusu olduğunu belirtir.

Destan ile Efsane Farkı

Destanlar toplumların yaşamış olduğu gerçek olaylar ardından doğar ve büyürler, ait oldukları millete ait birçok unsur barındırırlar. 

Efsaneler ise sıklıkla aklın ermediği durumlarda insanlar tarafından uydurulan hikâyelerdir. Yerel kaynaklıdır, her köyde her ilde o bölge ile ilgili anlatılan bir efsane bulabilirsiniz. Sanatsal kaygı güdülmez, gerçek değildir; insanlar gerçek olduğuna inandırmaya çalışır. Efsaneler destanlara göre oldukça kısa anlatılardır.

10. SINIF 4. ÜNİTE PDF OLARAK İNDİRMEK İÇİN TIKLAYINIZ.

Türk Dili ve Edebiyatı Ünite Özetleri PDF OLARAK İNDİRMEK İÇİN TIKLAYINIZ.

“10.Sınıf Edebiyat 4.Ünite Özeti Destan Efsane Konu Anlatımı, Ders Notları PDF” üzerine 10 yorum

  1. Branştaşız. Hızlı okuma eğitimleri veriyorum. Öğrencilerimizi faydali siteler araştırıken bulduk. Cidden tebrik ediyorum. Mükemmel bir çalışma yapmışsınız. Bizlerde sizlere katkı sağlamak isteriz. Sitenizi öğrencilerimize tabsiye ediyoruç Bilişsel Akademi Taner Hoca

    Yanıtla
    • Teşekkür ederiz, güzel yorumunuz için hocam.

      Yanıtla
  2. cok yardımcı oldu cok tesekkür ederim!!!

    Yanıtla
  3. kısa ve öz tam istediğim gibi sınavlar yaklaşıyor ve vaktim pek yok bunu düşünmeniz harika olmuş!

    Yanıtla
  4. Mükemmeller sonunda edebiyat notlarım var harikasınız

    Yanıtla

Yorum yapın