Çevrim içi Sınıf Yorgunluğundan Kaçınmak için 4 İpucu
“Çevrim içi sınıf yorgunluğu” olarak tanımlayabileceğimiz durum düşündüğümüzden daha ciddi ve yaygın bir hale geldi.
Kabul edelim, hepimiz Zoom, Webex vb. uygulamalardan bıkmaya başlamadık. Gün boyu bilgisayar başında olmak yorucu. Hepimiz bir şekilde bilgisayar başında olmaya Covid-19’dan önce alışmıştık. Ancak günümüzün çoğunda kameramız ve mikrofonumuzla bir bilgisayarın önünde olmak yepyeni bir seviye ve oldukça yorucu.
Çevrim içi ders yorgunluğu gerçektir ve hayal edebileceğimizden daha yaygındır. Bu yazıda, sizin ve öğrencilerinizin çevrim içi sınıf yorgunluğuyla savaşmasına yardımcı olacak basit stratejilerden bahsedilecek.
Eş zamanlı ve eş zamansız etkinlikleri dengeleyin
Çevrimiçi dersler söz konusu olduğunda, zamanın ve hızın geleneksel fiziksel bir sınıfta olduğu gibi aynı anlamlara sahip olmadığını anlamak gerçekten önemlidir. 3 saatlik yüz yüze öğretimi planlayabilirsiniz, ancak bunu çevrimiçi dersler için yapamazsınız.
Uzaktan öğrenmenin etkili olabilmesi için hem ders saatleri içinde hem de dışında gerçekleşen farklı etkinliklere dayanması gerekir.
Bir Zoom konferansının önünde 40 dakikadan fazla bir süre boyunca olmak verimsizdir. Öğrenciler, dersinize ne kadar dahil olurlarsa olsunlar, ellerinde birçok dikkat dağıtıcı şey vardır ve sohbetten kolayca uzaklaşır.
Öğrencilerinizin dikkatini kaybetmesini ve yorgunluğunu önlemenin harika bir yolu, ders saatleriniz boyunca hem eşzamanlı hem de eşzamansız etkinlikleri birlikte kullanmaktır.
Sık sık kısa molalar planlayın
Çevrimiçi derslerdeki dikkat süremiz, geleneksel yüz yüze derslere göre daha kısadır. Farklı kaynaklardan uyarılar alıyoruz ve erteleme fırsatı çok canlı.
Öğrencilerinizin dikkatini çekmek ve ders içeriğine ayak uydurmalarına yardımcı olmak istiyorsanız, sık sık kısa aralar planlamanız önemlidir.
Bunun için slayt sunumlarınızın arasına ara zamanı ibareleri koyabilirsiniz, bu sayede hiçbir arayı da kaçırmazsanız.
Her oturum için “tartışma lideri” rolleri atayın
Çevrim içi dersler verirken etkileşim zor olabilir. Ve bazen bir bilgisayarla konuştuğunuzu ve bu siyah karelerin arkasında kimsenin olmadığını hissedebilirsiniz.
Bir soru sorarsınız ve tuhaf bir sessizlik hakim olur. Bunun nedeni öğrencilerin utangaç, ilgisiz, dikkatinin dağılmış olması veya sadece bağlantı sorunları olması olabilir. Sebep ne olursa olsun, (sanal) odadaki herkes için her zaman acı verici bir durumdur.
Bunun olmasını engellemenin orijinal bir yolu, öğrenciler arasında tartışma liderlerini adlandırmaktır. Her derste, günün tartışmalarının liderleri ve moderatörleri olarak rastgele 4 ila 5 öğrenci seçebilirsiniz. Bu rolleri atayarak, öğrencileri fikirlerini dile getirmeleri için güçlendiriyorsunuz ve ayrıca onları öğrenimlerinin sahipliğini üstlenmeye davet ediyorsunuz.
Sanal sınıflarda etkileşim zordur çünkü öğrenciler etkileşime girme isteği duymazlar ve katılım için örtük veya açık bir istek olmadığını düşünürler. Onlara tartışmayı yönetme sorumluluğunu verdiğinizde, öğrenmelerinden sorumlu olurlar.
Eğlenceye yer açın
Öğretmek ve öğrenmek eğlenceli hale getirilebilir. Oyunlar, enerji verici/motivasyonu artırıcı oyunlar derse hareket katabilir. Oyun ile öğretim fiziki sınıflarda bu kadar etkiliyken, uzaktan eğitimde neden olmasın? Eş zamanlı ve eş zamansız faaliyetleri veya ders aralarını planladığınız gibi eğlence için de zaman yaratabilirsiniz.
Örneğin, öğrenme atmosferini yaratmak için derslerinize kısa ısınmalar ile başlayabilirsiniz. Örneğin bir gif yarışması… Öğrencilere o anki ruh hallerini anlatan bir gif paylaşmalarını ve paylaşılan giflerden de en iyisini seçmelerini isteyebilirsiniz. Bu şekilde derslerinize bol kahkaha ile başlayabilirsiniz.
Bir emoji turnuvası da iyi bir fikir olabilir. 10-15 dakika sürecek bir etkinlik dersin havasını değiştirmeye, öğrencileri motive etmeye yeterli olacaktır ve öğrenciler derse hazır hale gelecektir.